19/09/2025
Ankara'nın Saklı Hazinesi 750 Yıllık Sinagogu ve Unutulmuş Tarihiyle Yahudi Mahallesi
Kültür & Sanat Yurtiçi Gezi Önerileri

Ankara’nın Saklı Hazinesi: 750 Yıllık Sinagogu ve Unutulmuş Tarihiyle Yahudi Mahallesi

Ankara’nın Saklı Hazinesi 750 Yıllık Sinagogu ve Unutulmuş Tarihiyle Yahudi Mahallesi

Ankara denince akla genellikle Anıtkabir’in görkemi, Cumhuriyet’in modern mimarisi veya memuriyetin gri temposu gelir. Ancak bu modern başkentin kalbinde, telaşlı caddelerin ve yüksek binaların gölgesinde, zamanın adeta durduğu, her taşının yüzlerce yıllık hikayeler fısıldadığı bir mahalle saklıdır. Burası, sadece eski Ankara evlerinden ibaret bir yer değil, aynı zamanda şehrin unutulmuş çok kültürlü geçmişinin, bir arada yaşama sanatının ve derin bir manevi mirasın canlı bir kanıtıdır. Eğer tarihin içinde gerçekten yürümek, bir şehrin hafızasını adımlarınızla hissetmek istiyorsanız, Ankara’daki rotanıza mutlaka Yahudi Mahallesi’ni eklemelisiniz. Bu yazıda, Samanpazarı’nın altındaki bu gizli vahanın sokaklarında bir gezintiye çıkacak, 750 yıldır ayakta duran sinagogunun sırrını aralayacak ve Hoca Hindi Mahallesi’nin Yahudilerle Müslümanları birleştiren öyküsünü keşfedeceğiz.

Konum ve Keşif: Mahalle Nerede ve Nasıl Bulunur?

Yahudi Mahallesi, Ankara’nın en eski yerleşim bölgelerinden birinin tam kalbinde yer alır, ancak turistik tabelalarla işaretlenmediği için çoğu kişinin fark etmeden yanından geçip gittiği bir yerdir. Mahalleyi bulmak için kendinize iki önemli caddeyi referans almalısınız: Denizciler Caddesi ve Anafartalar Caddesi. Bu iki ana arterin arasında, tarihi Samanpazarı’nın ve Ankara Kalesi’ne çıkan yokuşların hemen altındaki alanda, dar ve kıvrımlı sokaklar sizi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarır. Burası, modern Ankara’nın gürültüsünden anında sıyrılıp, cumbalı ahşap evlerin, küçük esnaf dükkanlarının ve tarihin sessiz tanıklarının dünyasına adım attığınız yerdir.

Mahallenin resmi adı, tarihsel kayıtlarda “Hoca Hindi Gayr-ı Müslim Mahallesi” olarak geçer. Bu isimlendirme bile, tek başına mahallenin sosyolojik yapısı hakkında bize çok şey anlatır. Osmanlı döneminde mahalleler, genellikle etnik veya dini kimliklere göre değil, daha çok bir cami, önemli bir zat veya coğrafi bir özelliğe göre isimlendirilirdi. “Hoca Hindi” ismi, muhtemelen bölgede yaşamış veya bir yapı inşa ettirmiş önemli bir Müslüman şahsiyete atıfta bulunurken, “Gayr-ı Müslim” ifadesi de bu mahallenin sadece Yahudilere ait olmadığını, onların yanı sıra diğer toplulukların da burada yaşadığını gösterir. Mahalle, bir getto değil, bir arada yaşama mekanıydı.

Tarihin Kalbi: 750 Yıllık Ankara Sinagogu (İbadethane Sokağı)

Mahallenin en önemli ve en etkileyici yapısı, şüphesiz Birlik Sokak’ta (tarihi adıyla İbadethane Sokağı) yer alan Ankara Sinagogu’dur. Bu sinagog, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda şehrin Yahudi cemaatinin ne kadar köklü olduğunun taşa ve ahşaba kazınmış kanıtıdır. Yapının tam olarak ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmese de, cemaat kayıtları ve mimari özellikleri, onun en az 750 yıldır, yani 13. yüzyıldan beri var olduğunu göstermektedir. Bu, onu sadece Ankara’daki tek Musevi sinagogu yapmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye’deki en eski ibadethanelerden biri haline getirir.

Sinagogun bugünkü yapısı, 19. yüzyılda İtalyan bir mimar tarafından yapılan kapsamlı bir restorasyonun izlerini taşır. Ancak içeri adım attığınızda, zamanın çok daha eskiye gittiğini hissedersiniz. Ahşap işçiliği, tavan süslemeleri ve Tevrat tomarlarının saklandığı “Ehal” bölümü, yüzyılların birikimini ve cemaatin buraya verdiği önemi gözler önüne serer.

Ne yazık ki, Ankara’daki Yahudi nüfusunun zamanla azalması ve cemaatin küçülmesi nedeniyle sinagog, bugün düzenli kullanıma kapalıdır. Sadece özel bayramlarda, cenaze törenlerinde veya cemaatten alınan özel izinlerle kapılarını açmaktadır. Ancak kapalı olması bile, onun mahalledeki sembolik önemini azaltmaz. O, hala Ankara Yahudilerinin manevi merkezi ve geçmişle kurdukları en güçlü bağdır.

Bir Arada Yaşamanın Öyküsü: Hoca Hindi ve Öksüzce Mahalleleri

Yahudi Mahallesi’nin tarihini incelerken, onun asla izole bir yapı olmadığını görürüz. 1830’da yapılan ilk modern nüfus sayımına ilişkin kayıtlarda, bölgedeki Yahudi nüfusu için “Hoca Hindi ve Öksüzce’de olan Yahudiler” şeklinde bir açıklama yer alır. Bu, bize Yahudi ailelerin sadece tek bir mahallede değil, komşu mahallelerle iç içe yaşadığını gösterir. “Hoca Hindi” isminin de işaret ettiği gibi, burası Yahudilerle Müslümanların dükkanlarının yan yana olduğu, çocuklarının aynı sokaklarda oynadığı, komşuluk ilişkilerinin etnik ve dini sınırları aştığı bir yaşam alanıydı.

Bu mahalle, Osmanlı İmparatorluğu’nun “millet sistemi”nin ve gündelik hayattaki çok kültürlülüğün mikro ölçekteki bir yansımasıdır. Komşular, birbirlerinin bayramlarına saygı duyar, sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşırlardı. Sinagogun çan sesinin (eğer varsa) veya Şabat dualarının, yakındaki bir camiden yükselen ezan sesine karıştığı bir sosyal doku mevcuttu. Bu bir arada yaşama kültürü, Ankara’nın tarihsel kimliğinin temel taşlarından biridir, ancak modernleşme ve demografik değişimler sonucunda büyük ölçüde unutulmuştur.

Kentsel Sit Alanı ve Günümüzdeki Durum

Zamanla, özellikle 1950’lerden sonra Ankara’daki Yahudi cemaatinin büyük bir kısmının İstanbul’a veya İsrail’e göç etmesiyle mahalle eski canlılığını yitirmeye başladı. Terk edilen evler bakımsız kaldı, mahallenin demografik yapısı tamamen değişti. Ancak mahallenin tarihsel ve mimari değeri, onu yok olmaktan kurtardı. 1980 yılında alınan bir kararla, Yahudi Mahallesi ve çevresi, Ankara kentsel sit alanı içine dahil edildi. Bu karar, mahallenin korunması ve tarihi dokusunun gelecek nesillere aktarılması için atılmış en önemli adımdı.

Bugün mahalleyi gezdiğinizde, restore edilmiş bazı binaların yanı sıra, hala zamana direnen yorgun ahşap konakları, küçük atölyeleri ve demirci dükkanlarını görebilirsiniz. Mahalle, bir dönüşümün eşiğinde duruyor. Bir yandan geçmişin melankolik sessizliğini taşırken, diğer yandan sanat atölyeleri ve butik kafeler gibi yeni mekanların açılmasıyla yavaş yavaş yeniden canlanıyor.

Ankara’nın Yahudi Mahallesi, sadece bir turistik gezi noktası değil, aynı zamanda bir hafıza mekanıdır. Bize, büyük şehirlerin gürültüsü altında ne kadar çok hikayenin, ne kadar çok hayatın ve ne kadar zengin bir geçmişin yattığını hatırlatır. O dar sokaklarda yürümek, 750 yıllık bir sinagogun önünde durmak ve bir zamanlar burada yaşayan insanların seslerini hayal etmek, Ankara’yı sadece bir başkent olarak değil, derin bir ruha sahip kadim bir şehir olarak yeniden keşfetmektir.

Bu konuda geri bildirim bırakın

  • İçerik Kalitesi
  • Anlatım