Litvanya’nın masalsı göllerle çevrili şehri Trakai, Orta Çağ’dan kalma bir kalesi ve renkli ahşap evleriyle turistlerin ilgisini çeker. Ancak bu bölgenin en gizemli hikayesi, Karay Türkleri… Avrupa’nın göbeğinde, Türk ve Müslüman dünyasıyla bağı olmayan bu küçük köyde, 600 yıldır varlığını sürdüren bir Türk topluluğu yaşıyor. İşte Litvanya’nın saklı hazinesi Karayların inanılmaz öyküsü!
Kumanlardan Karaylara: Bir Göç Hikayesi
- yüzyılda, Büyük Litvanya Dükü Vytautas, Altın Orda Devleti’ne karşı verdiği mücadelede Kırım’daki Kuman-Kıpçak Türklerini müttefik olarak yanına çekti. Savaşçılıklarıyla ünlü bu Türk boyunu, Litvanya’nın stratejik bölgesi Trakai’ye yerleştirdi. Vytautas’ın amacı, sınırlarını güçlendirmekti. Ancak Karay Türkleri, bu topraklarda sadece bir askeri güç olarak kalmadı; kültürlerini, dillerini ve Museviliğin Karay mezhebine bağlı inançlarını nesiller boyu korudu.
Atatürk’ün Kayıp Torunları: “Sizden Neden Ses Sedâ Yok?”
Karaylar, Litvanya’da asırlarca izole bir yaşam sürdü. Ne Osmanlı ne de modern Türkiye, bu küçük topluluğun varlığından haberdardı. Ta ki Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu 1970’lerde Trakai’ye ayak basana kadar…
Sinanoglu, bir bilim kongresi için gittiği Litvanya’da, meslektaşı Prof. Yutsis’in ısrarıyla Trakai’yi ziyaret etti. Köydeki ihtiyar meclisinin başındaki aksakallı bir Karay Türkü, onu evine davet etti. Evin duvarlarında asılı duran Osmanlı sancakları, sandıklardan çıkan el yazması Türkçe belgeler ve atalardan kalma kılıçlar, Sinanoğlu’nu şaşkına çevirdi.
İhtiyar, Türkçe konuşarak anlattı:
“Atatürk zamanında Türkiye’den elçiler gelirdi. Bize Türkçe kitaplar, dergiler getirirlerdi. Sonra Atatürk öldü… Türkiye’den ses kesildi. Size ne oldu?”
Bu sözler, Sinanoğlu’nu derinden etkiledi. Karaylar, Türkiye’yi unutmamıştı. Peki Türkiye onları neden unutmuştu?
Bir Dil Nasıl 600 Yıl Yaşar?
Karay Türkleri, bugün bile Kıpçak Türkçesinin arkaik bir lehçesini konuşuyor. Litvanya’nın resmi tabelalarında Karayca yazılar görmek mümkün. İbadetlerini Türkçe yapıyor, çocuklarına Türkçe isimler veriyorlar. Ancak nüfusları giderek azalıyor: Trakai’de sadece 200 Karay kaldı.
Kültürel Mirasın Sessiz Çığlığı:
- Trakai Karay Müzesi: Eski Türk giysileri, el yazmaları ve dini eserler sergileniyor.
- Kybynlar: Karay mutfağının simgesi, etli börekler.
- Kenesa: Türkçe duaların okunduğu ibadethane.
Atatürk’ün Mirası ve Kopan Bağlar
Atatürk’ün Karaylara gönderdiği kitaplar ve dergiler, onlar için bir umut ışığıydı. Ancak 1938’den sonra Türkiye’den gelen destek kesildi. Soğuk Savaş döneminde Sovyet egemenliğindeki Litvanya’da Karaylar, Türkiye ile bağ kuramadı. Bugün ise bu unutulmuşluğa rağmen, Türkçe konuşan bu insanlar, varlıklarını sürdürmek için mücadele ediyor.
Trakai’ye Yolunuz Düşerse…
- Karay Evlerini Ziyaret Edin: Türk motifleriyle süslü ahşap evler, size Anadolu’yu hatırlatacak.
- Kybyn Yiyin: Türk böreğinin Litvanya versiyonunu tatmadan dönmeyin.
- Türkçe Konuşun: Karay yaşlıları, Türkçe sohbet etmekten mutluluk duyuyor.
Son Söz: Unutulmuşluğa Karşı Bir Çağrı
Trakai’nin Karay Türkleri, Avrupa’nın ortasında Türklüğün sessiz bekçileri. Onların hikayesi, bize kimliğin coğrafyayla sınırlı olmadığını hatırlatıyor. Belki de Türkiye, bu kayıp kardeşlerine yeniden uzanan bir el olmalı…
Not: Trakai’deki Karaylar, UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesine aday gösterildi. Destek olmak için Litvanya’daki Karay Kültür Derneği ile iletişime geçebilirsiniz. 🌍✨
Bu konuda geri bildirim bırakın