İstanbul’un su kaynakları arasında en büyüğü olan Terkos Gölü, tarihi boyunca şehrin su ihtiyacını karşılayan hayati bir rol üstlenmiştir. Terkos, bugün hala İstanbul’un en büyük su kaynağı olarak bilinmektedir; ancak, geçmişte bu kaynak çok daha önemli bir yere sahipti. Bu yazıda, Terkos Gölü ve çevresindeki ormanın stratejik önemini ve neden bu bölgenin sıkı bir şekilde korunduğunu teknik bilgiler ve sayılarla birlikte anlatacağız.
Terkos Gölü’nün Teknik Özellikleri
Terkos Gölü, yaklaşık 39,9 kilometrekare yüzölçümüyle İstanbul’un en büyük içme suyu rezervuarıdır. Gölün ortalama derinliği 2,5 metre olup, en derin noktası ise 11 metre civarındadır. Göl, 162 milyon metreküp su kapasitesine sahiptir ve İstanbul’un su ihtiyacının yaklaşık %25’ini karşılar.
Göl, aynı zamanda çevresindeki doğal ormanlık alanlarla birlikte yaklaşık 500 kilometrekarelik bir ekosistem oluşturur. Bu alan, İstanbul’un kuzeyinde yer alan su havzaları arasında en önemli olanıdır.
Tarım Alanlarının Azotlandırılması
1987 yılına kadar geçen 26 yıllık süreçte, Terkos Gölü çevresindeki kumlu topraklar azotlu gübrelerle zenginleştirilerek tarıma uygun hale getirilmiştir. Bu süreçte yapılan çalışmalar sayesinde, bölgedeki tarım verimliliği artırılmış ve ekonomik anlamda bölgeye önemli katkılar sağlanmıştır.
1987 Yılında Başlayan Ormanlaşma Çalışmaları
1987 yılı, Terkos Gölü çevresinde büyük bir ormanlık alan oluşturulması adına kritik bir yıl olmuştur. Bu yıl boyunca bölgeye 3 milyon fidan dikilerek bugünkü ormanlık alan yaratılmıştır. Bu ormanlık alan, sadece su havzasının korunması için değil, aynı zamanda İstanbul’un karbon ayak izini azaltmak ve şehir için temiz hava sağlamak adına da büyük bir öneme sahiptir.
Sıkı Koruma Önlemleri: Neden Terkos’a Giriş Yasak?
Terkos Gölü ve çevresindeki 500 kilometrekarelik koruma alanı, bölgenin stratejik önemi ve ekosisteminin korunması amacıyla sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Bölgeye izinsiz girişler, doğa tahribatını ve orman yangınlarını önlemek amacıyla kesinlikle yasaklanmıştır.
Orman yangınları, özellikle yaz aylarında ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Terkos gibi stratejik bir bölgede meydana gelebilecek bir yangın, hem su kaynaklarına hem de çevredeki ekosisteme geri dönülmez zararlar verebilir. Bu nedenle, bölgeye yalnızca özel izinle girilmesine izin verilmektedir.
Terkos’un Bugünkü Durumu ve Geleceği
Günümüzde Terkos Gölü, İstanbul’a günlük olarak ortalama 720 bin metreküp su sağlamaktadır. Göl ve çevresindeki ormanlık alan, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamada kritik bir rol oynamaya devam ederken, aynı zamanda sıkı bir koruma altında tutulmaktadır. Bölgenin doğu kapısından batı kapısına kadar uzanan 500 kilometrekarelik koruma alanı, İstanbul’un doğal zenginliklerinden biri olarak dikkat çekmektedir.
Gelecek İçin Terkos Gölü’nün Önemi
Terkos Gölü ve çevresindeki ormanlık alan, İstanbul’un geleceği için de kritik bir öneme sahiptir. Özellikle, küresel iklim değişikliği ve artan nüfus baskısı nedeniyle, su kaynaklarının korunması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Terkos Gölü ve çevresinin korunması, sadece bugünkü nesiller için değil, gelecek nesiller için de temiz su ve sağlıklı bir çevre bırakmak adına atılmış önemli bir adımdır.
Sonuç olarak, Terkos Gölü ve çevresindeki ormanlık alan, İstanbul’un en büyük su kaynağı olmanın ötesinde, büyük bir emekle yaratılmış ve sıkı bir şekilde korunan bir doğa harikasıdır. Bölgeye yapılan ziyaretler, özel izinlerle sınırlıdır ve bu sınırlamalar, ormanın ve su kaynağının korunması adına gereklidir. Terkos’un bu stratejik önemini anlamak, İstanbul’un doğal zenginliklerinin değerini bilmek anlamına gelir.
