İncil’in son kitabı olan Vahiy Kitabı’nda bahsedilen 7 kilise, Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu kiliseler, günümüzde Türkiye sınırları içinde yer alan ve antik dönemde Roma İmparatorluğu’nun Asya Eyaleti olarak bilinen bölgede bulunmaktadır. Efes, Smyrna, Pergamon, Thyatira, Sardis, Philadelphia, ve Laodikeia kiliseleri, erken Hristiyanlık döneminde inanç merkezleri olarak büyük bir role sahip olmuştur. Bu yazıda, bu 7 kilisenin tarihsel arka planını, bulundukları yerlerin önemini ve Hristiyanlık tarihindeki rollerini detaylı bir şekilde ele alacağız.
1. Efes (Ephesus)
Efes, Roma İmparatorluğu döneminde Asya Eyaleti’nin başkenti ve en büyük şehriydi. İzmir’in Selçuk ilçesi yakınlarında yer alan bu antik kent, hem ticaret hem de dini anlamda büyük bir öneme sahipti. Milattan önce 10. yüzyılda Yunan kolonileri tarafından kurulan Efes, Artemis Tapınağı’nın (Diana Tapınağı olarak da bilinir) bulunduğu yer olarak ün kazandı. Artemis Tapınağı, Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilirdi.
Efes, Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. İncil’e göre, St. Paul burada üç yıl boyunca yaşamış ve Hristiyanlık inancını yaymıştır. Bu süre zarfında, St. Paul Efes’teki büyük tiyatroda halka vaazlar vermiştir. St. Paul’un Efes’te kaldığı süre, M.S. 52-54 yılları arasına tarihlenir. Ayrıca, St. John’un (Yuhanna) da Efes’te yaşadığı ve Meryem Ana’nın son yıllarını burada geçirdiğine inanılmaktadır. Vahiy Kitabı’nda, Efes kilisesi, sevgisini kaybettiği için uyarılmaktadır; ancak sabrı ve kötülüğe karşı duruşu övülmektedir (Vahiy 2:1-7).
2. İzmir (Smyrna)
Smyrna, günümüzde İzmir olarak bilinen şehirde yer almaktadır. Antik dönemde Smyrna, zengin bir liman kenti ve ticaret merkeziydi. Şehir, özellikle Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir Hristiyanlık merkezi haline gelmiştir. Smyrna Kilisesi, Vahiy Kitabı’nda bahsedilen 7 kiliseden biridir ve bu kilise, Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlara yönelik baskılarından bahsedilen bir yazışma almıştır. Smyrna Kilisesi, inançlarından dolayı zulüm gören, ancak sadakatlerinden dolayı övgü alan bir kilisedir (Vahiy 2:8-11).
St. Polycarp, Smyrna’nın en ünlü Hristiyan liderlerinden biridir. Milattan sonra 69 yılında doğan Polycarp, St. John’un öğrencisi olmuş ve Smyrna Piskoposu olarak atanmıştır. M.S. 155 yılında Roma İmparatorluğu tarafından Hristiyan inancından vazgeçmesi istendiğinde, Polycarp bu teklifi reddetmiş ve şehit edilmiştir. Smyrna Kilisesi, Hristiyanlık tarihinde zulüm ve sadakat sembolü olarak anılmaktadır.
3. Bergama (Pergamon)
Pergamon, modern Türkiye’de Bergama ilçesi olarak bilinen yerde yer almaktadır. Pergamon, antik dönemde önemli bir kültür, eğitim ve sağlık merkeziydi. Şehir, ünlü Pergamon Kütüphanesi ile tanınır ve bu kütüphane, İskenderiye Kütüphanesi’nden sonra antik dünyanın en büyük ikinci kütüphanesi olarak kabul edilir. Pergamon, aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun Asya Eyaleti’nde bir yönetim merkeziydi.
Vahiy Kitabı’na göre, Pergamon Kilisesi, “şeytanın tahtının” olduğu yerde bulunduğu için övgü almış, ancak aynı zamanda putperestlik ve sapkınlıklarla mücadele ettiği için uyarılmıştır (Vahiy 2:12-17). Bu ifadeler, şehrin içinde barındırdığı pagan tapınakları ve imparatorluk kültüyle ilişkilendirilir. Pergamon’da Zeus Sunağı ve Asclepius Tapınağı gibi önemli yapılar bulunmaktaydı. St. Antipas, burada Hristiyanlığı yaymaya çalışırken şehit edilmiştir.
4. Thyatira (Akhisar)
Thyatira, günümüzde Manisa iline bağlı Akhisar ilçesi olarak bilinir. Thyatira, özellikle ticaret ve zanaatkârlıkla tanınan bir şehirdi. Şehir, mor kumaş üretimiyle ünlüydü ve bu alanda büyük bir ticaret merkezi haline gelmişti. Thyatira Kilisesi, Vahiy Kitabı’nda övülen ve uyarılan bir kilisedir. Kilise, sevgi, inanç ve sabır konusunda övülmüş; ancak Jezebel adlı bir kadının öğretilerine boyun eğdiği için uyarılmıştır (Vahiy 2:18-29).
Thyatira, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde ticaretin merkezi olarak öne çıkarken, aynı zamanda dini açıdan da önem kazanmıştır. Hristiyan geleneklerine göre, Lydia adlı bir kadın, St. Paul tarafından Thyatira’da Hristiyanlığa dönüştürülmüştür. Lydia, mor kumaş ticareti yapan bir iş kadını olarak bilinir ve Hristiyanlık tarihinde önemli bir figür olarak kabul edilir.
5. Sardis (Sart)
Sardis, günümüzde Manisa ilinin Salihli ilçesi yakınlarında yer almaktadır. Sardis, antik dönemde Lidya Krallığı’nın başkenti olarak bilinir ve büyük bir zenginliğe sahipti. Bu zenginliğin kaynağı, Sardis’in altın rezervleri ve ünlü Kral Yolu’nun başlangıç noktası olmasıydı. Lidya Kralı Kroisos, tarihteki ilk madeni parayı bastırarak Sardis’i tarihe geçirmiştir.
Vahiy Kitabı’na göre, Sardis Kilisesi, manevi olarak ölü olduğu için sert bir şekilde uyarılmıştır (Vahiy 3:1-6). Kilise, geçmişteki ihtişamını kaybetmiş, ancak yine de bazı sadık üyeleri bulunmaktaydı. Sardis, Roma döneminde zenginliğini korumaya devam etmiş, ancak manevi açıdan zayıflamıştır.
Sardis’te Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu’nun baskılarına rağmen varlığını sürdürmüştür. Şehirde, erken Hristiyanlık dönemine ait birçok arkeolojik kalıntı bulunmaktadır. Bunlar arasında, Sardis sinagogu ve kilisesi dikkat çeker. Sinagog, Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş en büyük sinagoglardan biridir.
6. Philadelphia (Alaşehir)
Philadelphia, günümüzde Manisa ilinin Alaşehir ilçesi olarak bilinir. Philadelphia, “kardeş sevgisi” anlamına gelen adıyla tanınır ve antik dönemde önemli bir ticaret merkeziydi. Şehir, sık sık depremlerle sarsıldığı için Roma İmparatorluğu tarafından yeniden inşa edilmiştir.
Philadelphia Kilisesi, Vahiy Kitabı’nda övülen ve kapısının açık kalacağı müjdelenen bir kilisedir (Vahiy 3:7-13). Kilise, sadakati ve inancı nedeniyle övülmüş, ancak bu sadakati koruması gerektiği konusunda da uyarılmıştır. Philadelphia, Hristiyanlık tarihinde inancın ve sadakatin simgesi olarak kabul edilir.
Philadelphia’da Hristiyanlık, diğer kiliselerden daha uzun süre devam etmiştir. Şehirde Hristiyanlık, Bizans İmparatorluğu döneminde de etkisini sürdürmüş ve bu dönemde birçok kilise inşa edilmiştir. Bu kiliselerden bazıları günümüzde de ayakta durmaktadır.
7. Laodikeia (Laodicea)
Laodikeia, günümüzde Denizli il sınırları içinde yer almaktadır. Laodikeia, antik dönemde ticaret ve finans merkezi olarak tanınmıştır. Şehir, özellikle tekstil üretimi ve bankacılık alanında büyük bir üne sahipti. Aynı zamanda Laodikeia, tıbbi çalışmalarla da bilinir ve burada ünlü bir göz merhemi üretilirdi.
Vahiy Kitabı’na göre, Laodikeia Kilisesi, “ne sıcak ne de soğuk” olduğu için eleştirilmiştir (Vahiy 3:14-22). Bu ifade, kilisenin ne tam olarak Hristiyan ne de tam olarak pagan olduğunu, ancak ikisinin arasında kaldığını belirtir. Kilise, ruhsal olarak yoksul olduğu için sert bir şekilde uyarılmıştır. Bu uyarıya rağmen, Laodikeia’da Hristiyanlık, Roma döneminde varlığını sürdürmüştür.
Laodikeia antik kenti, erken Hristiyanlık döneminde önemli bir merkezdi ve şehirde birçok kilise inşa edilmiştir. Bu kiliselerden bazıları, günümüzde hala ziyaret edilebilmektedir. Laodikeia, aynı zamanda Hristiyanlık tarihindeki ilk kilise konsillerinden biri olan Laodikeia Konsili’ne ev sahipliği yapmıştır.
Sonuç
İncil’de bahsedilen 7 kilise, erken Hristiyanlık döneminde Anadolu’nun batısında yer alan önemli inanç merkezleriydi. Bu kiliseler, sadece dini anlamda değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik açıdan da büyük bir öneme sahipti. Efes, Smyrna, Pergamon, Thyatira, Sardis, Philadelphia ve Laodikeia kiliseleri, Hristiyanlık tarihinin erken dönemlerinde önemli birer rol oynadı ve günümüzde bu kiliselerin bulunduğu antik kentler, hem tarihi hem de dini açıdan büyük bir değer taşımaktadır.
Bu kiliseler, aynı zamanda Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu dönemindeki zorluklarla nasıl mücadele ettiğinin birer kanıtıdır. Her bir kilise, farklı bir mesaj ve öğütle anılmakta, Hristiyan inancının çeşitli zorluklar karşısında nasıl ayakta kaldığını göstermektedir. Bugün, bu antik kentler ve kiliseler, Türkiye’nin tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yere sahiptir ve ziyaretçilere Hristiyanlığın erken dönemlerini anlamak için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.