DijiGezgin Blog Genel Kıbrıs’taki Türk Esirleri: Birinci Dünya Savaşı Dönemi ve Mağusa Esir Kampı
Genel

Kıbrıs’taki Türk Esirleri: Birinci Dünya Savaşı Dönemi ve Mağusa Esir Kampı

Birinci Dünya Savaşı, yalnızca cephelerde değil, aynı zamanda insan hayatında derin izler bırakan zorlu koşullarda da kendini gösterdi. Bu süreçte İngilizler, savaşın başlangıcında esir aldıkları Türk askerlerini Mısır’daki esir kamplarına göndermişlerdir. Ancak Türk esirlerin sayısının artmasıyla birlikte, daha uzak bölgelerde de esir kampları açma gerekliliği doğdu. Hindistan ve Burma gibi yerlerde kurulan kamplar, bu stratejinin bir parçasıydı. Kıbrıs adasında da bir esir kampı, Mağusa’da faaliyet göstermekteydi.

Türk Esirlerinin Mağusa’ya Gelişi

Eylül 1916’da, Kanal ve Çanakkale cephelerinden alınan yaklaşık 2000 Türk esiri, iki ayrı vapur kafilesi halinde Mağusa Limanı’na ulaştı. İngiliz harp gemileri eşliğinde gerçekleştirilen bu sefer, esirlerin yaşamlarının en zor dönemlerinden birine girişlerini simgeliyordu. Mağusa’nın Otello kısmına yanaşan gemilerden karaya çıkarılan esirler, süngülü İngiliz askerleri tarafından kontrol edilerek karaya çıkarıldılar. Sıra halinde yürüyerek Liman-Tren İstasyonu, Mağusa Kapusu ve Karpaz Yolu üzerinden Karakol bölgesine götürüldüler ve önceden hazırlanan Türk Esirleri Kampı’na yerleştirildiler.

Esirlik Koşulları

Türk esirlerin, Kıbrıs’a vardıklarında yerli halkla temas etmeleri yasaklanmıştı. Uzun süren esirlik yılları, Türk esirlerinin sağlık durumlarını olumsuz etkiledi. Başlangıçta esirlerin halkla ilişkilerine izin verilmişken, daha sonra bu izin kaldırıldı. Kamp koşulları oldukça zorluydu; esirler, arpa unundan yapılan ekmek ve bol miktarda kabakla beslenmekteydi. Hastalara iyi bakılmadığı ve özellikle Ermeni ve Rum asıllı doktorların kötü muamelede bulundukları bilinmektedir.

Bazı esirler özgürlüklerine kavuşmak için kaçmaya çalışırken, bir kısmı İngiliz askerleri tarafından vurularak ya da kötü koşullar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Mevcut şehit listelerinde, esir kampında 217 Türk askerinin hayatını yitirdiği kaydedilmektedir. Ancak, günümüze ulaşmayan şehit listeleri ve toplu gömmeler göz önünde bulundurulduğunda, bu sayının daha da yüksek olduğu düşünülebilir.

Gazimağusa’daki Çanakkale Şehitliği

Gazimağusa’da bulunan Çanakkale şehitliğinde toplamda 33 mezar bulunmaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından Süveyş Kanalı ile Çanakkale cephesinde esir edilerek Mağusa’daki Karakol esir kampına getirilen Türk askerleri, kötü muamele ve firara teşebbüs gerekçesiyle şehit edilmişlerdir. Çanakkale şehitliğinde, 33 ayrı mezarda yatan şehitlerin yanı sıra, 184 şehit daha bu mezarların ortasında bulunan toplu mezarda yer almaktadır. Esirler arasındaki sanatkârlar tarafından oyularak yapılmış yazıtlı ve bezemeli mezar taşları, şehitlerin anısını yaşatmaktadır. Mezar taşlarının en eskisi 24 Kasım 1916, en yenisi ise 18 Şubat 1920 tarihlidir. Şehitlerin anısına, Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin 5’inci kuruluş yıldönümü olan 13 Şubat 1980 tarihinde buraya bir anıt dikilmiştir.

Mağusa Türk Mezarlığı ve Anıt

Mağusa Türk Mezarlığı, zamanla kaybolmaya yüz tutan mezarların toplanması amacıyla 1945’te düzenlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve İngiliz Yüksek Komiserliği işbirliğiyle, mezarlar tek bir alanda birleştirilmiştir. Şu anda, şehitlik olarak bilinen alanda, yazılı mezar taşı bulunan 33 şehit bulunmaktadır. Diğer mezar taşlarının eksikliği, taşları yapan sanatçıların ölmesi veya imkânların kısıtlılığı ile ilişkilendirilmektedir.

1978-1980 yılları arasında yapılan çalışmalarda, şehitlikte bir anıt inşa edilmiştir. 15 Şubat 1980 tarihinde açılan bu anıt, Türk esirlerinin anısını yaşatmakta önemli bir rol oynamaktadır. Hâlen mezarları belli olan ve üç sıra halinde gömülü bulunan şehitlerin sayısı 33’tür; ancak toplamda bu şehitlikte yatanların sayısı 217’dir.

Diğer Şehitler

1958 yılında ve 1963-1974 yılları arasında süren mücadele yıllarında şehit düşenler, bu şehitliğin yanında ayrı bir yerde gömülüdür. Bu durum, Türk toplumunun tarihine ve kültürel belleğine yönelik önemli bir hatırlatmadır.

Sonuç

Kıbrıs’taki Türk esirlerinin hikayesi, Birinci Dünya Savaşı’nın zorluklarını ve insanlık durumunu gözler önüne seriyor. Esirlik döneminde yaşanan acılar ve mücadeleler, hem Türk halkının hem de esirlerin onurlarını koruma çabalarının bir parçasıdır. Mağusa’daki Türk Mezarlığı ve anıt, bu tarihin unutulmaması için önemli bir semboldür. Bugün, geçmişin izlerini taşıyan bu mekânlar, Türk milletinin tarihindeki zorlu dönemleri hatırlatmaktadır.

Exit mobile version