İstanbul, tarih boyunca farklı din ve kültürlere ev sahipliği yapmış, bu sayede zengin bir mozaik gibi bir şehir olmuştur. Şehrin bu mozaik yapısının en güzel örneklerinden biri de Topkapı Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi’dir. Bu kilise, sadece mimari bir yapı olmakla kalmayıp, aynı zamanda farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşamasının ve birbirlerine saygı göstermesinin bir simgesidir.
Kilisenin Tarihçesi
Topkapı Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi’nin ilk olarak ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1630 tarihli bir el yazmasında aynı semtte bir kilisenin varlığından bahsedilmektedir. Bu da kilisenin tarihini oldukça eskilere götürmektedir. Ancak kilise, zaman içinde çeşitli nedenlerle tahrip olmuş ve yeniden inşa edilmiştir.
1811 yılında Patrik Hovhannes Çamaşırcıyan, Sultan III. Selim’den kilisede ayinlerin yapılması için ferman almıştır. Ancak kilise, 1831 yılında harap bir durumda olduğundan, Patrik Isdepanos II. Ağavni, yeniden inşa için Sultan II. Mahmut’a başvurmuştur.
Müslümanların Katkıları
Kilise inşaatı için gereken mali kaynakların toplanması büyük bir sorun olmuştur. Dönemin halkı, inşaat giderleri için hayırseverlikte bulunmak amacıyla bağış toplamaya çalışmış ancak elde edilen miktar yeterli olmamıştır. Bu noktada ilginç bir gelişme yaşanmıştır. Ahmet Paşa caminin imamı Hacı Kaim Efendi, civar camilerden ve İslam dükkancılarından para toplayarak 8500 kuruşluk önemli bir bağışta bulunmuştur. Bu sayede kilise inşaatı tamamlanabilmiştir.
Hoşgörünün Simgesi
Hacı Kaim Efendi’nin bu tutumu, farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşamasının ne kadar önemli olduğunu gösteren önemli bir örnektir. O dönemde bile, farklı inançlara sahip insanlar arasında karşılıklı saygı ve hoşgörünün var olduğu görülmektedir. Hacı Kaim Efendi’nin bu davranışı, günümüzde de farklı dinlere mensup insanlar arasında köprüler kurulması için bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Sonuç
Topkapı Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda tarih boyunca farklı dinlerin bir arada yaşadığı İstanbul’un bir simgesidir. Kilisenin inşa sürecinde yaşanan olaylar, farklı dinlere mensup insanların birbiriyle dayanışma içinde olabileceğini ve hoşgörünün önemini göstermektedir. Bu kilise, İstanbul’un zengin kültürel mirasının bir parçası olarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Bu yazıyı okuyanlar için ek bilgiler:
- Ziyaret: Kiliseyi ziyaret etmek isteyenler, Topkapı Meydanı No: 50 adresine gidebilirler.
- İstanbul’daki Diğer Kiliseler: İstanbul’da birçok farklı dine ait ibadethane bulunmaktadır. Bu ibadethaneleri ziyaret ederek, şehrin kültürel zenginliğini daha yakından tanıyabilirsiniz.
- Dini Hoşgörü: Farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşaması ve birbirlerine saygı göstermesi, günümüz dünyasının en önemli sorunlarından biridir. Bu konuda farkındalık yaratmak ve hoşgörüyü teşvik etmek, hepimizin görevidir.
