Selim Tren İstasyonu, Kars’ın Selim ilçesinde yer alan, tarihî ve stratejik öneme sahip bir tren istasyonudur. Bu istasyon, 1913 yılında Transkafkasya Demiryolu tarafından inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kafkaslar ve Anadolu arasında önemli bir bağlantı noktası olan bu demiryolu, bölgenin ulaşım altyapısında kritik bir rol oynamıştır.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın ardından Kars’ın Türkiye’ye katılmasıyla birlikte, bölgedeki demiryolu hattında da önemli yenilikler yapılmıştır. 1962 yılında, Selim Tren İstasyonu’na bağlı raylar, o dönemde uluslararası standartlara uygun olan standart hat açıklığı ile değiştirilmiştir. Bu modernizasyon, demiryolu ulaşımının daha güvenli ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanımıştır.
Selim Tren İstasyonu’nun Dönüşüm Hikayesi: 1969’da Başlayan Bir Değişim
Kars Selim Tren İstasyonu, yıllar içinde bir kişinin kararlılığı ve azmiyle nasıl dönüştüğünü ve çevresini nasıl değiştirdiğini gösteren etkileyici bir hikayeye ev sahipliği yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) 1969 yılında aldığı bir kararla başlayan ağaçlandırma çalışmaları, zamanla bozkırın ortasında bir “vaha” yaratmayı başardı. Bu hikaye, doğanın gücü ve insanın bu gücü nasıl yönlendirebileceğinin güzel bir örneğini sunuyor.
1969 yılında, TCDD Doğu Anadolu’daki zorlu iklim koşullarıyla başa çıkmak ve tren yollarını korumak amacıyla, bazı tren istasyonları ve yolları çevresine ağaç dikmeye karar verdi. Bu adım, özellikle kış aylarında yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle tren seferlerinin aksamasını önlemek amacıyla atıldı. Ağaçlar, rüzgarı keserek kar birikimini azaltacak ve böylece raylar daha güvenli hale gelecekti.
Bu kapsamda, Kars’ın Selim ilçesindeki tren istasyonu çevresine çam fidanları dikilmeye başlandı. Yıllar içinde her yeni dikilen fidanla birlikte, istasyonun çevresi yeşillendi ve büyüyen ağaçlar bir orman oluşturmaya başladı. Bugün, Selim Tren İstasyonu çevresinde binlerce çam ağacı yer alıyor ve bu alan, bölgenin sert iklimine rağmen yeşil bir örtüyle kaplanmış durumda.
Bozkırın Ortasında Bir Vaha
Selim Tren İstasyonu, zamanla çevresindeki yeşil örtüyle bölge halkı ve ziyaretçiler için bir çekim merkezi haline geldi. Bölge halkı, bu ağaçlandırma çalışmalarının sonucu olarak ortaya çıkan ormanı “bozkırın ortasındaki vaha” olarak tanımlıyor. Binlerce çam ağacının yer aldığı bu alan, kış aylarında tren yollarını korumanın ötesine geçerek, yaz aylarında yerel halk için bir piknik alanına dönüşüyor.
Bu dönüşüm, sadece bir istasyonun çehresini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda bölgedeki yaşamı da etkilemiştir. Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler, bu yeşil alanı görmek için duraklamakta ve bu doğal güzelliğin tadını çıkarmaktadır. Böylece, tek bir kararın ve bir insanın çabasının nasıl büyük bir etki yaratabileceği bir kez daha kanıtlanmıştır.
20 Bin Çam Ağacı: Doğanın ve İnsanın Birlikte Yarattığı Mucize
Bugün, Selim Tren İstasyonu çevresinde yer alan yaklaşık 20 bin çam ağacı, titizlikle korunmakta ve bakılmaktadır. 1969 yılında başlayan bu ağaçlandırma çalışmaları, zamanla bölgenin ekolojik yapısını değiştirmiş ve burada adeta küçük bir orman oluşmuştur. Ağaçlar, sadece tren yollarını korumakla kalmayıp, aynı zamanda bölgeye estetik bir güzellik ve temiz hava sağlamaktadır.
Bu alan, zamanla belgeselcilerin, televizyon programcılarının ve doğaseverlerin de ilgisini çekmeye başlamıştır. Bölgeyi ziyaret edenler, bu ormanın oluşum sürecini ve nasıl korunduğunu öğrenmekte ve bu güzel alanın tadını çıkarmaktadır. Ayrıca, bu ormanın korunması ve büyümeye devam etmesi için toplumda bir farkındalık oluşmuş ve bu yeşil alanın önemi daha da artmıştır.
Sonuç: Doğa ve İnsan Gücünün Buluşması
Kars Selim Tren İstasyonu’nun bu dönüşüm hikayesi, doğa ve insanın birlikte neler başarabileceğini gösteren harika bir örnektir. TCDD’nin 1969 yılında başlattığı ağaçlandırma çalışmaları ve bu çalışmaları sürdüren insanların çabaları sayesinde, bozkırın ortasında bir orman yaratılmıştır. Bu hikaye, doğaya yapılan küçük bir katkının bile nasıl büyük bir fark yaratabileceğini ve bu çabaların toplum üzerinde nasıl kalıcı bir etki bırakabileceğini göstermektedir.
Bu dönüşüm hikayesi, sadece bir tren istasyonunun değil, aynı zamanda bir toplumun ve bir ekosistemin nasıl değişebileceğinin somut bir örneğidir. Selim Tren İstasyonu ve çevresi, doğanın ve insanın birbirine olan etkisini ve bu etkilerin ne kadar güçlü olabileceğini bizlere anlatmaya devam ediyor.