DijiGezgin Blog Vize & Oturum Vize Değil Randevu Karaborsası: 300 Euro’ya Satılık Randevu Başvuru Hakkı (VFS Vize Randevu Botu Son Durum)
Vize & Oturum

Vize Değil Randevu Karaborsası: 300 Euro’ya Satılık Randevu Başvuru Hakkı (VFS Vize Randevu Botu Son Durum)

Vize Değil Randevu Karaborsası 300 Euro'ya Satılık Randevu Başvuru Hakkı (VFS Vize Randevu Botu Son Durum)

Vize Değil Randevu Karaborsası 300 Euro'ya Satılık Randevu Başvuru Hakkı (VFS Vize Randevu Botu Son Durum)

Dijital Karaborsa ve Hayalet Randevular: VFS Global Botları Schengen Hayallerini Nasıl Çalıyor?

Avrupa’ya bir seyahat planı… Belki yıllardır hayalini kurduğunuz bir tatil, belki de kariyeriniz için kritik bir iş gezisi. Belki de çocuğunuzun büyük emeklerle kazandığı bir üniversiteye kayıt yaptırmak ya da yurt dışındaki bir yakınınızın en mutlu gününde, düğününde yanında olmak… Sebebi ne olursa olsun, bu hayallerin ilk adımı, artık modern bir kabusa dönüşmüş durumda: Schengen vizesi için bir randevu alabilmek. Ancak sorun, vize reddi endişesinden çok daha temel bir yerde başlıyor. Sorun, başvuru hakkının kendisinin, VFS Global sistemini esir almış botlar tarafından gasp edilmesi ve bu duruma karşı yetkili kurumların derin bir sessizliğe bürünmesidir.

Bugün Türkiye’de on binlerce vatandaş, aylardır gece gündüz VFS Global’in internet sitesini yenileyerek tek bir randevu aralığı bile bulamıyor. Ancak aynı anda, fahiş fiyatlar talep eden “aracı kurumlar” veya “danışmanlık şirketleri,” 300 ila 500 Euro gibi akılalmaz ücretler karşılığında size “garantili” randevu bulabildiklerini iddia ediyor. Bu bir tesadüf değil. Bu, göz göre göre işleyen, organize bir dijital karaborsadır. Ve bu karaborsanın tezgâhı, VFS Global’in teknolojik acizliği veya göz yumması üzerinde dönmekte, sorumluların sessizliğiyle de perçinlenmektedir.

Sistemin Anatomisi: Vize Randevu Botları Nasıl Çalışıyor?

Sorunu doğru anlamak için, bu dijital soygunun nasıl işlediğini bilmek gerekir. “Bot” olarak adlandırılan yazılımlar, insan elinin asla ulaşamayacağı bir hız ve süreklilikle çalışan otomatize programlardır. Bu vize botları, VFS Global’in randevu sistemini 7/24 tarar. Sistemde bir kişilik bile yer açıldığı anda, saniyeden daha kısa bir sürede bu randevuyu anında bloke eder veya kendi havuzlarına alırlar. Normal bir vatandaşın, sayfayı manuel olarak yenileyerek bu botlarla rekabet etme şansı matematiksel olarak sıfırdır.

Peki, botların aldığı bu “hayalet randevular” ne oluyor? İşte karaborsa tam burada devreye giriyor. Bu botları işleten ve kendilerine “vize danışmanlık firması” süsü veren yapılar, ele geçirdikleri bu randevuları, çaresiz kalmış vatandaşlara fahiş fiyatlarla satıyor. Yani, Avrupa ülkelerinin vatandaşlara sunduğu standart bir başvuru hakkı, bir hizmet, yasa dışı bir şekilde ticari bir metaya dönüştürülüyor. Üstelik bu durum, sadece vize ücretinin ve VFS Global hizmet bedelinin üzerine eklenen bir “hizmet” değil; doğrudan doğruya başvuru hakkının kendisinin satılmasıdır. Bu, sadece haksız bir kazanç değil, aynı zamanda temel bir hakkın gaspıdır.

Mağduriyetin Boyutları: Yıkılan Hayaller, Kaçan Fırsatlar

Bu dijital karaborsanın yarattığı tahribat, sadece iptal edilen tatil planlarından ibaret değildir. Mağduriyetin insani ve ekonomik boyutu çok daha derindir:

  • Öğrenciler: Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden kabul alan, burs kazanan gençler, randevu alamadıkları için kayıt tarihlerini kaçırıyor, hayatlarının fırsatını kaybediyor.
  • İş İnsanları ve İhracatçılar: Kritik fuarlara, iş görüşmelerine veya anlaşma imzalamaya gidemeyen iş insanları, hem kişisel hem de ülke ekonomisi adına büyük ticari fırsatları kaçırıyor.
  • Aileler: Yurt dışında yaşayan çocuklarının, torunlarının doğumuna, mezuniyetine veya düğününe gidemeyen; en acısı da bir yakınının cenazesine bile katılamayan insanlar, en temel insani bağlarını kurmaktan mahrum bırakılıyor.
  • Sanatçılar ve Sporcular: Uluslararası festivallere, konserlere veya müsabakalara davet edilen sanatçılar ve sporcular, ülkelerini temsil etme şansını bu bürokratik ve teknolojik engel yüzünden yitiriyor.

Bu durum, Türk vatandaşlarında derin bir hayal kırıklığı, öfke ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördükleri hissiyatını yaratmaktadır. Sorun, vizenin onaylanıp onaylanmaması değil; parası olmayanın başvuru dahi yapamamasıdır.

Sorumluluk Zinciri ve Büyük Sessizlik

Bu krizin tek bir sorumlusu yoktur. Bu, bir ihmaller ve sorumsuzluklar zinciridir.

1. VFS Global: Ana sorumlu ve ilk muhatap, şüphesiz VFS Global’dir. Konsoloslukların resmi aracı kurumu olarak, adil, şeffaf ve erişilebilir bir randevu sistemi sunmakla yükümlüdür. Mevcut sistemin botlara karşı bu kadar savunmasız olması, ya büyük bir teknolojik yetersizliğin ya da bu karaborsanın işleyişine bilinçli bir göz yummanın işaretidir. Gelişmiş CAPTCHA doğrulamaları, IP adresi takibi, randevu talebi sıklığına limit koyma gibi en temel siber güvenlik önlemlerinin dahi uygulanmaması kabul edilemez. VFS Global, hizmet sağlayıcısı olarak doğrudan sorumludur ve bu durumu derhal çözmek zorundadır.

2. Avrupa Birliği Üye Ülkeleri Konsoloslukları: Vize verme yetkisi kendilerinde olan konsolosluklar, randevu sürecini VFS Global’e devrederek sorumluluktan kurtulamazlar. Kendi adlarına yürütülen bir hizmetin karaborsaya düşmesi, doğrudan doğruya kendi vize süreçlerinin itibarını zedelemektedir. Konsolosluklar, hizmet aldıkları şirketi denetlemek, sözleşme şartlarına uymaya zorlamak ve vatandaşların adil bir şekilde başvuru yapmasını garanti altına almakla mükelleftir.

Artık Yeter! Yetkili Kurumlara Acil Eylem Çağrısı

Bu sistematik sorun karşısında haftalardır süren sessizlik, krizi daha da derinleştirmektedir. Mağdurların sesi duyulmalı ve aşağıdaki kurumlar derhal harekete geçmelidir:

1. Dışişleri Bakanlığı’na Çağrı: Türk vatandaşlarının yurt dışında gördüğü muamele ve yaşadığı mağduriyetler, doğrudan Dışişleri Bakanlığı’nın sorumluluk alanındadır. Bakanlık, bu konuyu en üst düzeyde diplomatik bir sorun olarak ele almalıdır. İlgili ülkelerin büyükelçileri ve konsolosları nezdinde derhal girişimde bulunarak VFS Global üzerindeki denetimlerini artırmaları talep edilmelidir. Vatandaşının en temel başvuru hakkını korumak, Bakanlığın asli görevidir.

2. TÜRSAB’a (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) Çağrı: Bu kriz, en çok turizm sektörünü ve seyahat acentalarını vurmaktadır. Turlar iptal olmakta, sektör büyük bir ekonomik kayba uğramaktadır. TÜRSAB, münferit şikayetlerin ötesine geçerek, bir sektör birliği olarak kurumsal bir duruş sergilemelidir. VFS Global ve ilgili konsolosluklarla masaya oturmalı, sorunun çözümü için somut adımlar atılmasını talep etmeli ve bu karaborsayı işleten “aracıları” kendi içlerinde deşifre etmelidir. Sektörün geleceği, bu sorunun çözümüne bağlıdır.

3. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’na Çağrı: Schengen Bölgesi’nin itibarını ve süreçlerinin adaletini temsil eden kurum olarak AB Delegasyonu, bu soruna daha fazla seyirci kalamaz. Üye ülkelerin Türkiye’deki vize süreçlerinin ortak standartlara uygun, adil ve erişilebilir olmasını sağlamak Delegasyon’un görevidir. VFS Global’in yarattığı bu sistemik kriz hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatmalı ve üye ülkeleri, hizmet sağlayıcıları üzerinde daha sıkı bir denetim kurmaları için teşvik etmelidir. Schengen vizesi sürecinin güvenilirliği, sizin de sorumluluğunuzdadır.

Sonuç olarak, VFS Global vize randevu krizi, basit bir teknik aksaklık değildir. Bu, organize bir dijital karaborsa, bir hak gaspı ve bir yönetişim krizidir. Vatandaşların seyahat özgürlüğü ve hayalleri, botların insafına ve bu duruma sessiz kalan kurumların vicdanına terk edilemez. Artık sözün bittiği, eylemin başladığı yerdeyiz. Bu dijital kuşatma derhal son bulmalıdır.

Exit mobile version